Neyse ki kentsel dönüşümün bütün semtleri vurduğu bu zamanlarda, hala kendini kozası içinde koruyabilen semtler de var. Bunlardan biri de Kuzguncuk. Yine İstanbul’da mahsur kaldık dediğimiz geçen hafta sonu, trafikten korkar vaziyette acaba çıkmasak mı ya da yakın bir yere mi gitsek diye düşünürken aklımıza birden Kuzguncuk geliverdi. Hemen Yandex’ten trafik kontrol edildi. Evet işte biz paranoyak İstanbul’lular, kendi mahallesinde bile her köşe başında trafiğin tıkandığını görünce insan başka türlü davranamıyor. Hafta sonları ise trafikten dolayı bazen tam bir eziyete dönüşebiliyor. Kulağa komik gelse de, hafta sonu arabayla gezmek tam bir cesaret işi. Geçen hafta sonu bu korkularımızı yenip, Kuzguncuk sokaklarına kavuşabilmek için yola çıktık. Nasıl olduysa yandex sayesinde kolayca da ulaştık. Kuzguncuk iskelesine varır varmaz da hemen havamız değişti.
Sanki bu semtte mavi daha mavi, çay da daha bir tavşan kanı gözüküyor. Üsküdar’ın yanı başındaki Kuzguncuk sanki pamuklara sarılmış sokaklarıyla sizi selamlıyor. Burası mahalle kültürünün yaşatılabildiği birkaç semtten biri. Daha sokaklara girer girmez fırınlardan gelen taze ekmek kokuları sizi karşılıyor, eski eczanelerin antikacı misali vitrinleri ve önlerini kendilerine ev haline getiren Kuzguncuk kedileri çok davetkar.
Kuzguncuk’un yeni cafeleri de pek güzel ama bunu altını çizerek söylüyorum asla bir Karaköy havasında değil, olmasın da zaten. Buranın bu samimi havasını kaybettirecek hiçbir şey yapılmasını istemem. Bizim Kuzguncuk’ta size şu cafeye gidin, şurada kahvaltı edin, şurada şunu yiyin diyeceğimiz bir yer yok. Çünkü her yer çok sevimli ve dükkan sahipleri de çok güler yüzlü. Biz her gidişimizde farklı yerlerde oturuyoruz ve hepsinden de memnun kalkıyoruz. Size de tam olarak bunu öneriyorum. Gidin ve gözünüze kestirdiğiniz tatlı cafelerden birine oturun, sonra da köşede tavla oynayan amcayı, enginarcıyı ve koşturan kedileri izleyin. Biz bu sefer Betty Blue’nun kahvaltısını denedik mesela. Burası oldukça ev havasında bir mekan.
Hatta dükkanın sahibesi kahvaltınızı neredeyse yanınızda hazırlıyor, börek al acıktıysan diye de zorla tabağınıza koyuyor 🙂 Burada hayat diğer İstanbul semtlerine göre daha yavaş akıyor, gördüğüm kadarıyla insanlar egolarından da sıyrılmış ve paylaşmayı seviyorlar. Bunları yazarken nazar değdirmekten çok korkuyorum ama Kuzguncuk nasıl olduysa kendini bir şekilde İstanbul’da virüs gibi yayılan “cool şehirli” imajından koruyabilmiş. Çok da harika olmuş! Rahat nefes alabildiğim yerlerden biri kendisi.
Betty Blue’da ev kahvaltımızı yapıp, her gelişimizde yaptığımız gibi düşüyoruz bol merdivenli Kuzguncuk sokaklarına. Yolda erik ağaçlarına rastlıyoruz. Hatta arka sokaklara tırmandıkça buranın neredeyse bir köye benzediğini düşünüyoruz. Kuzguncuk cidden çok çok yeşil bir semt ve tepe noktalarından boğazı görüş açısı muhteşem. Kuzguncuk sakinleri neredeyse İtalyan köylülerinden farksız bir hayat yaşıyor.
Ağaçları süslemelerinden, her tarafı saksılarla donatmalarından belli ki “yaşama sanatı” nedir, “hayatın tadına nasıl varılır” size anlatabilirler . Renkli evler, çiçekli sokaklar derken bir an İstanbul’da olduğumuzu unutup rahatlıyoruz. İnsanların yüzlerini gülerken görmek ne kadar güzel, buna o kadar hasret kalmışız ki.
Kuzguncuk’a her geldiğimizde mutlaka bu mavi evle bir fotoğrafımız oluyor 🙂
Bana kalırsa doğanın var olabildiği yerde insan da mutlu. Çünkü geldiğimiz yer ve özümüz doğa. Doğanın çalındığı yerlerde insan da mekanikleşiyor. Modernizmin paradoksuna hoş geldik der gibi dünya bize. Fazla uzatmadan diyeceğim şu; Kuzguncuk’a gelin, eski İstanbul mahalleleriyle tanışın, Nail Kitabevinde bir kahve içip, kitapları karıştırın, taş fırından eski usül bir ekmek alın, arka sokaklardaki erik ağaçlarını bulun ve mahallelilere gülümseyin.
Ve umutlu olmaya devam edin olur mu. Çünkü Kuzguncuk İstanbul içinde kendi kozası içinde güzel kalabilmeyi başardıysa, bence umut hala var olmalı.
Şuraya da mini klip tadında küçük bir Kuzguncuk videosu bırakıyorum size. Keyifli seyirler 🙂
Playinduo’dan herkese sevgiler ve umut dolu günler…
Bizi instagram ve facebook’tan da takip edebilirsiniz.